Bir hayatta kalma oyununu hayatta kalma oyunu yapan nedir? Yıllar geçtikçe, bu türün ölçülmesi giderek zorlaştı. Resident Evil bir hayatta kalma korkusudur. Minecraft bir hayatta kalma zanaatkârıdır. Subnautica keşifle ilgili bir denizde hayatta kalma oyunu. Nereye bakarsak bakalım, stüdyolar bu türü alıp yeni şekillerde yorumluyor. T
Nintendo'nun lifesim'i sizden susuz kalmamanızı veya yeterince uyumanızı istemeyebilir, ancak ortamda çok az kişinin eşleştirebileceği gerçeklikten etkilenen bir rutin duygusu sunar. Oyuncunun her gün giriş yaparak sakinlerle sohbet etmesi, mağazalara uğraması ya da borcunu ödemesi - yavaş ama emin adımlarla kıyıya vurduğu kurgusal adada geçimini sağlaması yararına. Adadan sadece arkadaşlarınızı ziyaret etmek veya böcek yakalamak için ayrılabilirsiniz, yani bu ada sonsuza dek sizin arafınız olacaktır. Eğer bu şekilde düşünürseniz, The Forest'tan pek de farklı değil.
Kendi farklı evrenlerinde ziyaret ettiğiniz adalılar dışında, Animal Crossing mitosunda hayatta kalan tek insan sizsiniz. Sizinle konuşabilen tek canlı, yanınıza sığınan insansı hayvanlardır. Konuşan kuşların ve diğer hayvanların var olduğu bir dünyada, onların sessiz muadillerinin doğada var olduğunun görülebilmesi ekstra karışık bir durum. Bu çarpık bir durum ve oyuncunun kendisine sığınak sunan kilolu tanukiyi kızdırmak istemiyorsa sessiz bir kararlılıkla yol alması gerekiyor. Kasabayı ve/veya adayı canlı tutmanız, topluluk projelerine ve dükkanlara katkıda bulunmanız isteniyor, böylece artık kendi sefaletinizde yaşamamak için bir fırsat doğuyor. Ya da bir uyku tulumu ve lamba ile bir çadır, bunu yapmak için inisiyatifiniz olmadığı sürece taşınmayacaksınız.
Animal Crossing hayatta kalmayı da anımsatıyor çünkü insan olarak içine düştüğümüz sıradan rutinleri benimsiyor. Kalkıyoruz, sosyal pillerimizi şarj etmek için şehirde dolaşıyoruz ve müzeye bağışlamak için fosil kazıyoruz. Eğer bunlara dikkat etmez ve birkaç hafta ya da ay boyunca oyunu açmazsanız, ihmalinizin sembolleri olarak işaretler ortaya çıkmaya başlayacaktır. Yabani otlar ortaya çıkabilir, vahşi yaşam yaygınlaşabilir ve eski dostlar uzaklaşabilir ya da sizi çok özleyebilir. Geri döndüğünüzde, göz kulak olacak biri olmadan kasabanızın nasıl değiştiğini görmek gerçek bir suçluluk duygusu yaratır.
Ani bir örümcek ısırığından sonra bayılmak dışında, Animal Crossing'de başarısızlık durumu yoktur. Ölmenin ve oyununuzu yeniden yüklemeye veya bir koşuyu yeniden başlatmaya zorlanmanın bir yolu yok. Birçokları için bu, rahatlamak için yapılmış bir oyundur, tüm sakinlerin sadece sevimli göründükleri ve kişiliğinizle uyumlu oldukları için seçildiği kendi imajınızda bir cennet yaratmak için. Ancak tüm bunları kendi varlığınızı haklı çıkarmak ve uzaklaşıp ihmal ederseniz varlığı sona erecek sanal bir deneyimde hayatta kalmak için yapıyorsunuz. Bu oyunda yaptığınız her hareket kendi iyiliğiniz için, avatarınızın dönüşmekte olduğu kişiye ve inşa etmek istediğiniz dünyaya fayda sağlamak içindir. Her şey gün be gün yapılıyor, adanızda çekip gitmeye gerek kalmadan en iyi şekilde nasıl devam edeceğinizi bulmaya yönelik yavaş bir süreç. Çünkü bunu yaptığınızda, her şeyin boşa gitmesi an meselesidir.
Hayatta kalma oyunları her şey olabilir ve tanımları genellikle hayatta kalma kavramını nasıl algıladığımızdan ve bunun video oyunu biçiminde gerçekleştiğini görmek istediğimizden etkilenir. Her gün giriş yapmak ve ödüllendirici olacak bir rutin duygusu oluşturmak bir hayatta kalma biçimidir ve Animal Crossing: New Horizons ve ondan önceki tüm oyunlar bunu güzel bir şekilde başarmıştır.
Nintendo'nun lifesim'i sizden susuz kalmamanızı veya yeterince uyumanızı istemeyebilir, ancak ortamda çok az kişinin eşleştirebileceği gerçeklikten etkilenen bir rutin duygusu sunar. Oyuncunun her gün giriş yaparak sakinlerle sohbet etmesi, mağazalara uğraması ya da borcunu ödemesi - yavaş ama emin adımlarla kıyıya vurduğu kurgusal adada geçimini sağlaması yararına. Adadan sadece arkadaşlarınızı ziyaret etmek veya böcek yakalamak için ayrılabilirsiniz, yani bu ada sonsuza dek sizin arafınız olacaktır. Eğer bu şekilde düşünürseniz, The Forest'tan pek de farklı değil.
Kendi farklı evrenlerinde ziyaret ettiğiniz adalılar dışında, Animal Crossing mitosunda hayatta kalan tek insan sizsiniz. Sizinle konuşabilen tek canlı, yanınıza sığınan insansı hayvanlardır. Konuşan kuşların ve diğer hayvanların var olduğu bir dünyada, onların sessiz muadillerinin doğada var olduğunun görülebilmesi ekstra karışık bir durum. Bu çarpık bir durum ve oyuncunun kendisine sığınak sunan kilolu tanukiyi kızdırmak istemiyorsa sessiz bir kararlılıkla yol alması gerekiyor. Kasabayı ve/veya adayı canlı tutmanız, topluluk projelerine ve dükkanlara katkıda bulunmanız isteniyor, böylece artık kendi sefaletinizde yaşamamak için bir fırsat doğuyor. Ya da bir uyku tulumu ve lamba ile bir çadır, bunu yapmak için inisiyatifiniz olmadığı sürece taşınmayacaksınız.
Animal Crossing hayatta kalmayı da anımsatıyor çünkü insan olarak içine düştüğümüz sıradan rutinleri benimsiyor. Kalkıyoruz, sosyal pillerimizi şarj etmek için şehirde dolaşıyoruz ve müzeye bağışlamak için fosil kazıyoruz. Eğer bunlara dikkat etmez ve birkaç hafta ya da ay boyunca oyunu açmazsanız, ihmalinizin sembolleri olarak işaretler ortaya çıkmaya başlayacaktır. Yabani otlar ortaya çıkabilir, vahşi yaşam yaygınlaşabilir ve eski dostlar uzaklaşabilir ya da sizi çok özleyebilir. Geri döndüğünüzde, göz kulak olacak biri olmadan kasabanızın nasıl değiştiğini görmek gerçek bir suçluluk duygusu yaratır.
Ani bir örümcek ısırığından sonra bayılmak dışında, Animal Crossing'de başarısızlık durumu yoktur. Ölmenin ve oyununuzu yeniden yüklemeye veya bir koşuyu yeniden başlatmaya zorlanmanın bir yolu yok. Birçokları için bu, rahatlamak için yapılmış bir oyundur, tüm sakinlerin sadece sevimli göründükleri ve kişiliğinizle uyumlu oldukları için seçildiği kendi imajınızda bir cennet yaratmak için. Ancak tüm bunları kendi varlığınızı haklı çıkarmak ve uzaklaşıp ihmal ederseniz varlığı sona erecek sanal bir deneyimde hayatta kalmak için yapıyorsunuz. Bu oyunda yaptığınız her hareket kendi iyiliğiniz için, avatarınızın dönüşmekte olduğu kişiye ve inşa etmek istediğiniz dünyaya fayda sağlamak içindir. Her şey gün be gün yapılıyor, adanızda çekip gitmeye gerek kalmadan en iyi şekilde nasıl devam edeceğinizi bulmaya yönelik yavaş bir süreç. Çünkü bunu yaptığınızda, her şeyin boşa gitmesi an meselesidir.
Hayatta kalma oyunları her şey olabilir ve tanımları genellikle hayatta kalma kavramını nasıl algıladığımızdan ve bunun video oyunu biçiminde gerçekleştiğini görmek istediğimizden etkilenir. Her gün giriş yapmak ve ödüllendirici olacak bir rutin duygusu oluşturmak bir hayatta kalma biçimidir ve Animal Crossing: New Horizons ve ondan önceki tüm oyunlar bunu güzel bir şekilde başarmıştır.